eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

süleyman çakır ve memati'nin yeni dizisi hayırlı olsun. (bkz: oktay kaynarca)

dizi iyi başlangıç yaptı. diğer bölümlerinde efsane karakterler de girecek diye söyleniyor. (bkz: ozan akbaba) (bkz: sinan demirer) (bkz: kenan çoban) (bkz: hasan küçükçetin) (bkz: selçuk yöntem) (bkz: turgay tanülkü)

güzel lan. diziye çok kadın koymuşlar ama amk.

çok uzun lan bu dizi. bir dünya lüzumsuz sahne var. izlemek istesen ömürden ömür gider.

dizi isimlerine de karakter sınırı getirilmeli. dizinin ismi senaryonun bi kısmı nerdeyse amk.

Bu entryi görene kadar eşkiya sanıyordum eşkıyaymış

Cok uzun lan izlerken yoruluyor insan cok yavas dizi

vasıfsız dizi. dizinin akışı giriş özlü söz entrika sevişme çatara çutara pat pat özlü söz kapanış

çeyrek bölüm izledim, midem bulandı. (bkz: flash tv oyunculuğu)

Dizi isimleri her geçen gün saçmalaşıp, uzuyor mu yoksa bana mı öyle geliyor.

karadenizliyim imajı vermek için yapmacık 'da' kullanılması

eşkıya: arapça "şakî" kelimesinin çoğulu. diziyi izlemedim. ve evet, etimoloji merakım var...

Analar ve anneler gibi salakça bi dizi daha var ne olduğunu bilmediğim ama salakça olduğunu anlamak için atv'de yayınlanıyor olması bile yetti.

süleyman çakırla abduşü diriltmişler mamati içinde öbür tarafla görüşme halindelermiş güllüyüde öldürttüp ikisini birden borsaya bildirceklermiş

(bkz: ezenlerle uzlaşarak kral olunmaz)

radyo sinema televizyon okuyorum EFSANE DİZİ

Deniz Seki'yi neden diziye alet ettiler onu bir türlü anlayamadım.Makyaj ekibi de çok kötü,Deniz Çakır'a yaptıkları 'yara makyajı' kadar sahte olduğu belli olan bir makyaj şu an dizi sektöründe yok.En son kan görüntüsü için ketçap kullanılırmış,ondan sonrası hep profesyonel (İstisna:Düşük bütçeli dizi/filmler).Makyaj yapmanın m'sinden anlamayan ben çok daha iyi iş çıkarırım.

illyas polat alemdar gibi yürür gider :D

(bkz: eşkiya dünyaya hükümdar olmaz) sözleri sabahattin ali'ye ait bir halk destanı. sabahattin ali taraından sinop cezaevi'nde yazılmıştır. hikayesi şudur. rizenin eski adı haldoz mahallesinde ( portakallık ) kardeşi bir düğünde bıçaklanan (bkz: sandıkçı şükrü) nün sinirine hakim olmayıp kardeşini vuranı öldürmesi ile başlar. tarih hicri : 1341 dir. miladi : 1920-23 1840 ve 1910 arası yaşamış bir rizeli şairinde (rizeli kayha salih) bir şiiri mevcuttur. arada zaman farkı vardır. bu fark sanırım o dönem tarihlendirme konusunda halkın pek başarılı olamayışından olabilir. aşağı yukarı en fazla 30-40 yıllık bir sapma söz konusu. ama hikaye öyle yada böyle gerçektir. sandıkçı şükrü mahpusa düşer. o sırada karısına göz diken birini duyar tüm mahpus dostlarıyla kaçar. karısını almak isteyeni ve kendini zehirlemek isteyenide öldürür. artık geri dönüşü yoktur. dağa çıkar. sisteme karşı gelir. yoksullara yardım ettiği her hikayede anlatılır. dağda arkadaşlarıyla eşkıyalık yapar. bir süre sonra vali emriyle kıstırılır. saklandığı bir evde daha önce hayatını kurtardığı kolcu kayıklarının reisi varilci oğlu sadık'ı yüzlerce atlıyla görünce içerlenir. önce atışırlar. çatışır. varilcioğlu teslim olursa öldürülmeyeceğini söyler. onu teslim alırlar. sandıkçı şükrü atlı kafilenin önünde esir giderken sırtından 2-3 kurşunla vurulur ve ölür. ölüsü şehre getirilir ve gezdirilir. bir başka anlatımda da ev kuşatılmışken çatışıp fırsatını bulup atına biner ve dağlık alana kayalıklara doğru kaçarken sırtından 2 kurşun yer. kayalıklara ulaşıp yaralı halde çatışmaya devam eder. orada ölür. kahya salih'in kaleminden Vela yokuşunda sipere yattım Ordan hükümete çok kurşun attım Arpayı buğdayı halka dağıttım Puştluklan vuruldum ona yanarım Vela’dan yürüdüm karakış ayı Havası çok yağar döker borayı Hükümet arkamdan izim arayı Bir saat bir yere kayıdım olmaz Bir ihtiyar nineye misafir oldum Nine yaktı ateşi etti rağbeti Kızdırdım gövdemi buldum rahatı Sıcak çorba oldu şeker şerbeti sabahattin ali'nin Sene 1341 nefsime uydum Sebep oldu şeytan bir cana kıydım Katil defterine adımı koydum Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz Sen üzülme anam dertlerim çoktur Çektiğim çilenin hesabı yoktur Yiğitlik yolunda üstüme yoktur Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz Çok zamanlar çektim kahrı zindanı Bize de mesken oldu Sinop’un hanı Firar etmeyilen buldum amanı Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz Sinop kalesinden uçtum denize Tam üç gün üç gece göründü Rize Karşıki dağlardan gel oldu bize Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz Bir yanımı sardı müfreze kolu Bir yanımı sardı Varilcioğlu Beşyüz atlıyılan kestiler yolu Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz şarkı hali (bkz: edip akbayram) yorumu şudur (bkz: zülfü livaneli)yorumu ise şudur

(bkz: eşkıya dünyaya hükümdar olmaz) sözleri sabahattin ali'ye ait bir halk destanı. sabahattin ali taraından sinop cezaevi'nde yazılmıştır. hikayesi şudur. rizenin eski adı haldoz mahallesinde ( portakallık ) kardeşi bir düğünde bıçaklanan (bkz: sandıkçı şükrü) nün sinirine hakim olmayıp kardeşini vuranı öldürmesi ile başlar. tarih hicri : 1341 dir. miladi : 1920-23 1840 ve 1910 arası yaşamış bir rizeli şairinde (rizeli kayha salih) bir şiiri mevcuttur. arada zaman farkı vardır. bu fark sanırım o dönem tarihlendirme konusunda halkın pek başarılı olamayışından olabilir. aşağı yukarı en fazla 30-40 yıllık bir sapma söz konusu. ama hikaye öyle yada böyle gerçektir. sandıkçı şükrü mahpusa düşer. o sırada karısına göz diken birini duyar tüm mahpus dostlarıyla kaçar. karısını almak isteyeni ve kendini zehirlemek isteyenide öldürür. artık geri dönüşü yoktur. dağa çıkar. sisteme karşı gelir. yoksullara yardım ettiği her hikayede anlatılır. dağda arkadaşlarıyla eşkıyalık yapar. bir süre sonra vali emriyle kıstırılır. saklandığı bir evde daha önce hayatını kurtardığı kolcu kayıklarının reisi varilci oğlu sadık'ı yüzlerce atlıyla görünce içerlenir. önce atışırlar. çatışır. varilcioğlu teslim olursa öldürülmeyeceğini söyler. onu teslim alırlar. sandıkçı şükrü atlı kafilenin önünde esir giderken sırtından 2-3 kurşunla vurulur ve ölür. ölüsü şehre getirilir ve gezdirilir. bir başka anlatımda da ev kuşatılmışken çatışıp fırsatını bulup atına biner ve dağlık alana kayalıklara doğru kaçarken sırtından 2 kurşun yer. kayalıklara ulaşıp yaralı halde çatışmaya devam eder. orada ölür. kahya salih'in kaleminden vela yokuşunda sipere yattım ordan hükümete çok kurşun attım arpayı buğdayı halka dağıttım puştluklan vuruldum ona yanarım vela’dan yürüdüm karakış ayı havası çok yağar döker borayı hükümet arkamdan izim arayı bir saat bir yere kayıdım olmaz bir ihtiyar nineye misafir oldum nine yaktı ateşi etti rağbeti kızdırdım gövdemi buldum rahatı sıcak çorba oldu şeker şerbeti sabahattin ali'nin sene 1341 nefsime uydum sebep oldu şeytan bir cana kıydım katil defterine adımı koydum eşkıya dünyaya hükümdar olmaz sen üzülme anam dertlerim çoktur çektiğim çilenin hesabı yoktur yiğitlik yolunda üstüme yoktur eşkıya dünyaya hükümdar olmaz çok zamanlar çektim kahrı zindanı bize de mesken oldu sinop’un hanı firar etmeyilen buldum amanı eşkıya dünyaya hükümdar olmaz sinop kalesinden uçtum denize tam üç gün üç gece göründü rize karşıki dağlardan gel oldu bize eşkıya dünyaya hükümdar olmaz bir yanımı sardı müfreze kolu bir yanımı sardı varilcioğlu beşyüz atlıyılan kestiler yolu eşkıya dünyaya hükümdar olmaz şarkı hali (bkz: edip akbayram) yorumu şudur (bkz: zülfü livaneli)yorumu ise şudur

izleyen yazar var mı?

--- spoiler --- ömer çakırbeyli ölmedi --- spoiler ---

küfredip adamın topuğuna sıkmayan mafya mı olur aq.

şuan izleyen var mı çok manyak bi şey oldu çünkü

izleyen var mı harbiden bu diziyi biri bi turuncu ışığı yaksın güzelse başlayasım var

bir kaç bölümüne denk gelmiştim. koskoca gözlüklü pala reisi ellerinde çiçeklerle görünce izlemeyi bıraktım.

az önce ilk bölümünü bitirdim süleyman çakırı çok severdim hızır çakırbeyliyide sevmeye başladım biraz uzun ama konseyde çok karakter olması dizice çok karakter olması uzunken kafanızın ilk başta karışmasına bu kim aq bu kim aq diyip durmanıza sebep oluyor pek sıkmadı ilk bölüm güzeldi bakalım devamı nasıl (bkz: boz beni çakır) (bkz: vur de vuralım öl de ölelim)

bu diziye uyuzum. karısını aldatan her adama uyuzum. denk gelindiği an hemen kanal değiştirtirim.

dizinin isminin orjinali (bkz: eşkıya dünyaya hükümdar olmaz) şarkıyı bilmiyorum ama

çok doğru bir söz.

yeni sezonun ilk bölümünde tamamen darbe girişimi işlenmiş, iki laftan biri fetöye küfür niteliğinde :d

ilk sezonu bitirdim uzun olması en kötü özelliği ancak internetten izlediğim için karili kızlı evde geçen bütün sahneleri geçiyorum dizi oluyor 1 saat15 dk .ayrıca dizideki her karakterin çok belirgin ve kendine özgü insanı kendine sevdiren replikleri ve hareketleri beni diziye bağlıyor. yoksa sokayım masasına diziyi sırf karakterler için izliyorum zira oktay kaynarca hep izlerken zevk aldığım adamdı hepte öyle olacak galiba. (bkz: şahin ağa) (bkz: ilyas) (bkz: alparslan) (bkz: reha) (bkz: fahri baba) (bkz: tipi) (bkz: ateş) (bkz: özer ) (bkz: civciv) (bkz: enişte) (bkz: servet abi) ve rip oç (bkz: mahmut) gerçekten çok özgün ve başarılı karakterler bana göre. diziyi güzel yapan şeyler senaryodan çok şahin ağanın sensiiin çekişi vesselam diyip kalkışı ateşin aga deyişi tipinin baştacısın dadaaaş deyişi eniştenin zaten her hareketi ilyasın ilker ......abi deyişi velhasıl kelam ben sevdim sevmeyenlerin aq

her hafta kaosun dibine vuran, zevk için mekan tarayanların çektiği dizi. ilk sezon iyi başlamıştı şimdi batırdılar.

bi tadında bırakın şu dizileri be.

şu an efsane bir sahne oluyor. ulan amk ya nasıl sıkarsın. adam karısını öldürdü. öldü zaten o. vay amk eşkiyası.

ah be civciv o ne sahneydi, o ne oyunculuktu be helal olsun

bir kazma al, bir kürek aman amman mezarımı kaz gayrı.

abi bu diziye selçuk yöntem gelmeli o kadar aslan amca özleniyorsun be

parçaladı Göz yaşlarımı tutamadım , yine deldi geçti içimi.

çakma kurtlar vadisi bi ben sevemedim gitti şu diziyi. her salı bizim evde bu, ablamlarda bu, başka yere misafirliğe gidiyom yine bu.. galiba ben poyraz karayelden sonra hiçbir diziyi sevemeyecem :(

yurtta bu dizinin hastası olan bir arkadaşım var reklam arasında telefondan girip şarkısını dinliyor ve videolarını izliyor. adam kendini motive ediyor, aşkını reklam arasında bile taze tutuyor.

behzat'ı bitirmeme az kaldı, bittikten sonra yeniden başlamamak için yeni dizi arıyorum. eşkiya nasıl?

televizyonda izleyecek daha iyi bir dizi olmadığı için izliyorum ancak fazla basit bir seneryosu olduğunu düşünüyorum her sezon masada hızır'ın güvendiği biri hızıra ihanet eder hızır o ve arkasındakileri sezon finaline doğru yok eder.

aga dizinin genel olarak kendini tekrar eden bir yapısı olmasına karşın bence diziyi güzel yapan şey karakterleri ve o karakterlerin kendi aralarındaki konuşmaları örn.: öldürülmeseydi hayriye hanım rolü efsaneydi hep bir laf sokma halinde bir anneyi canlandırıyordu, eniştenin konuşma ve tavırları, şahin ağa'nın kitap gibi sürekli bir mesele anlatması, ilyas'ın tribe girdiğinde(ki ilk sezonunda daha iyi bazı hareketleri vardı o konuda biraz geriye gitmiş)"ekrem ... bey" "tufan ... abi" ve adamlarının hızır'ı anlamaları veya trip atar gibi konuşmaları nedeniyle hızır'ın kızması.. güya mafya dizisi ama ben izlerken gülüyorum aralarındaki muhabbetler yüzünden keyifli geliyor..

Dizi hakkında hiç bir fikrim yok, hikaye nedir bilgim yok, hiç oturup izlemedim. Evde babam, işyerinde arkadaşlar izliyor sadece denk geldiğimde mecburiyetten izliyor ya da duyuyorum. Dikkatimi en çok çeken konu Oktay Kaynarca'ya ne zaman denk gelsem surat hep asık, yüzünde hep bi sinir hep bi gerginlik ifadesi var. Abartısız bir kere bile tebessüm ederken görmedim. La bu adam Kurtlar Vadisi'nde Testere Necmi'den siktiri yiyince amaaan koy götüne rahvan gitsin diyen, Laz Ziya'nın yanına ölmeye giderken fıkra anlatan, Tombalacı Mehmet tuzağa düşürünce kahkaha atan adamdı. Ne yaptınız sayın senaristler bu adama, nasıl bir mesuliyet yüklediniz de yüzü gülmez oldu.

çoğu kişi sabahattin ali'nin şiiri olduğunu düşünse de aslında süper bir anonim türküdür. zülfü livaneli süper bestelemiş

yav he he... melih gökçek +20 sene bu ülkenin başkentinde belediye başkanı oldu amk. haramilik konusunda dünyada da durum hiç farklı değil; (bkz: görünmez elin yahudi olduğu gerçeği)